Aile Hukuku

Toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen aile, bireylerin huzur bulduğu ve dış alanın olumsuz etkilerinden korunduğu sosyal bir kurumdur. Her toplumda aynı olamamakla birlikte, zaman içinde ailenin toplumdaki yeri ve öneminin giderek arttığı görülmektedir.

Ekonomik, politik, teknolojik ve bir çok alanda olduğu üzere, sosyal olaylardaki baş döndürücü gelişmeler ve karmaşıklık karşısında, dünyada olduğu gibi ülkemizde de, ailenin önemi  her geçen gün daha iyi anlaşılmakta ve bu hassas aile kurumunun korunması, huzur ve mutluluğun sağlanması konusunda, daha ileri adımlar atılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Toplum için vazgeçilmez niteliği karşısında Anayasamızda da aileye büyük önem verilmiştir. Anayasanın “ Ailenin Korunması “ başlıklı 41. Maddesinde, ailenin, Türk toplumunun temeli olduğu açıkça vurgulanmış ve Devlete, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması konusunda gerekli önlemleri alması ve teşkilat kurması görevi verilmiştir.

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair kanun, 18 ocak 2003 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Aile mahkemeleri , Türk hukukunda ilk defa 4787 sayılı kanun ile kazandırılmaktadır.Bu kanunla Aile mahkemeleri bünyesinde, psikolog, pedagog, ve sosyal çalışmacı da bulunacaktır. Aile mahkemeleri aile hukukundan kaynaklansa bile, ceza yargılamasında görevli kılınmamıştır.

Aile hukuku kişinin içinde bulunduğu ve aile denen topluluğun üyeleri ile olan ilişkilerini düzenleyen medeni hukukun dalıdır. Aile hukukunun başlıca inceleme konuları şunlardır: nişanlanma, evlenme, karı-kocanın karşılıklı hak ve ödevleri, mal rejimleri, evliliğin sona ermesi, boşanma, hısımlık, nesep, evlat edinme, velayet, vesayet, vs.

Mutlu, sevgi ve saygı dolu bir aileyi kurmak ve devam ettirmek kolay değildir. Bu değerler, ancak karşılıklı özveri ve emekle yaşatılabilir. Bu duyguların bütün ailelerde içtenlikle yaşanması dileğiyle…